11.12.2020 tarihinde Burcu Karakaş’ın Deutsche Welle Türkçe’de yayınlanan haberine aşağıdan ulaşabilirsiniz:

“Türkiye’de 60 binden fazla mahkum, Adalet Bakanlığı’na bağlı işyurt kurumlarında çalıştırılıyor. Elde edilen gelirin sadece yüzde 2’si yevmiye olarak ödeniyor. Araştırmacılara göre, kurumlar için Sayıştay denetimi şart.”

“Türkiye’de mahkumlar, 2019 yılı itibarıyla 309 ceza infaz kurumunda işçi olarak çalıştırılıyor. Adalet Bakanlığı’na bağlı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İşyurtları Kurumu raporuna göre, işyurtlarından 2019 yılında elde edilen gelir, 4.628.084.764 TL. Geçen sene 180’den fazla işkolunda çalıştırılan 60 bin 767 mahkum için ödenen yevmiye miktarı ise 77.689.123 TL. Yani elde edilen gelirin sadece yaklaşık yüzde 2’si yevmiye olarak ödeniyor. Bakanlık, mahkumların “topluma kazandırma” ve “meslek edindirme” işlevleri için çalıştırıldığını dile getirse de, araştırmacılar bu işlevlerin ne kadar yerine getirildiği konusunun tartışmalı olduğu kanaatinde.

“Koca bir endüstriyel kompleks oluşturulduğunu ifade etmek gerek” diyen Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden (CİSST) Didem Sağlam, bu isimlerden biri. Mahkumların geçimlerini sağlamalarının olumlu olduğunu belirttikten sonra, “Ancak bu noktada mahpusların çok büyük bir kısmının düşük sosyoekonomik arka plana sahip oldukları, çok temel ihtiyaçlarını dahi kantinden satın almak zorunda oldukları göz önünde bulundurulmalı” diyor. Mahkumların “rehabilitasyon”, “topluma kazandırma” ve “meslek edindirme” işlevleri açısından çalıştırılmalarının ne derece önceliklendirildiğine dair ise fazla veri olmadığını dile getiriyor. 

“Aradaki fark nasıl kullanılıyor?”

Adalet Bakanlığı raporunda, mesleki eğitimler sonrasında hükümlü ve tutukluların değişik mesleklerde “usta öğreticilik”, “ustalık”, “kalfalık” yeterliğine sahip sertifika sahibi olarak mezun olduğu belirtiliyor. Ancak Didem Sağlam, “Mahpusların kaçının hapishanede edindikleri meslekleri tahliye sonrasında kullanabildiklerine dair bir ölçümün yapılıp yapılmadığı da bilinmiyor” diyor. Mahkumlara 2019 yılında ödenen günlük yevmiye miktarı, usta için 17.75 TL, kalfa için 15.25 TL, çırak içinse 14.00 TL. Asgari ücretin aylık 2.020,59 TL olduğunu hatırlatarak, “İş Kanunu’na göre işçiye asgari ücretten düşük ödeme yapılamayacağı hesaba katıldığında aradaki farkın nasıl kullanıldığı sorusu ortaya çıkıyor” diyor.

CİSST için 2018 yılında “Türkiye Hapishanelerinde İşçi Mahpus Olmak” raporunu hazırlayan isimlerden Mustafa Eren de emek sömürüsü yapıldığı görüşünde. Türkiye’de açık hapishanelerin çalışma esasına dayalı olduğunu dile getirerek, “Açık hapishanede çalışmak zorundasın. Çalışmayı reddedersen kapalı hapishaneye geri gönderiyorlar. Çok yoğun emek sömürüsünün olduğu bir alan. İnşaatlarda da çalıştırılabiliyorlar. Ağır çalıştırma koşulları var diyebiliriz” diyor. 

“20 yıl çalışsan da emekli olamıyorsun”

1997 yılında kurulan işyurtlarının sayısı her geçen sene artarken çalıştırılan işçi sayısı da artıyor. 2019 yılında işyurdu müdürlüğü bünyesinde dokuz yeni tesisin yapımı tamamlandı. Doğanşehir Açık Ceza İnfaz Kurumu Kayısı Kurutma ve Paketleme Atölyesi, Van Açık Ceza İnfaz Kurumu Restoran-Kafeterya Binası, Hatay Açık Ceza İnfaz Kurumu Yatak ve Terlik Atölyesi, bu tesislerden bazıları. Resmi veriler, 2019 yılında çalışan mahkum sayısının 2018 yılına göre yüzde 2,73 oranında arttığını gösteriyor. 2003 yılında 5 bin 400 olan işçi mahkum sayısının 2019’da 61 bine dayandığı görülüyor.

İşçi mahkumlar, mobilyadan tekstile, seracılıktan kuyumculuğa kadar çeşitli alanlarda çalıştırılıyor. Adalet Bakanlığı, mahkumların sigorta priminin ödenerek çalıştırıldığını ifade ediyor ancak CİSST raporunda, sigortanın iş kazalarını kapsadığına dikkat çekiliyor. “Hapiste çalışmanın sigortalılığının uzun vadeli sigorta kollarını (malullük, yaşlılık, ölüm) kapsaması, mahpusun dışarıda bakmakla yükümlü olduğu kişilere sosyal güvence sağlayacağından kanunda belirtilen hükümlülerin çalıştırılması amacına çok daha iyi hizmet edeceği açıktır” deniyor. Sosyolog Mustafa Eren, kısmi sigorta yapıldığını ifade ederek, “Yani 20 sene hapiste kalıp 20 sene çalışsanız dahi emekli olma şansınız yok” diyor.

Özel sektörle işbirliğini artırmak amaçlar arasında

İşyurt kurumları atölyelerinde zeytinyağı, mantı, tatlı, çiğ köfte vb. gıdaların üretimi olduğu gibi mobilya, masa, dolap gibi endüstriyel üretim de var. Kurumlar ayrıca kamu ve özel sektörle de işbirliği yapıyor. “Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör yetkililerini ziyaret ederek iş bağlantıları kurmak ve devamlılığını sağlamak”, Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İşyurtları Kurumu’nun hedefleri arasında. 2019 yılında özel sektör için 4 bin 470, kamu için 2 bin 848 mahkum çalıştırıldı. 2012’de 31 olan özel sektörle işbirliği sayısı, 2019’da 212’ye çıktı. CİSST raporunda, mahkumların kamu veya özel sektöre çalıştırılmaları için işyurdu müdürü veya başsavcısı ile işveren arasında imzalanan protokollerin yeterli olduğu belirtiliyor. 

“Kârın bir kısmı cezaevi personeline dağıtılıyor” iddiası

Bir işçi mahkum CİSST’e gönderdiği mektupta, “Sadece sigorta ve risk bedeli ödenerek ve diğer sigorta primleri ödenmeden aylık 200-300 TL karşılığı hükümlü mahpuslara üretim yaptırılıyor. Bu üretimden elde edilen gelir hapishane çalışanlarına kâr payı olarak dağıtılıyor. Bu kâr payının arttırılması gayreti, gayri insani koşullarda iş güvenliği dikkate alınmadan çalıştırılmamıza neden oluyor” diyor ve aylık ücretlerin yaklaşık yüzde 60’ının cezaevi personeline dağıtıldığını iddia ediyor. Didem Sağlam’a göre, tam da bu nedenle işbirliği yapılan özel şirketlerin neye göre seçildiği, cevaplanması gereken bir soru.

“Hapishane nüfusunun artırılması yönünde teşviğe dönüşebilir”

Adalet Bakanlığı raporunda “iş̧gücü sıkıntısı çekilmemesi” bir fırsat olarak sunuluyor. Yani cezaevlerindeki mahkum sayısının az olmadığına işaret ediliyor. Mahkumların emeğinin “ucuz iş gücü” olarak kullanıldığını belirten Didem Sağlam, cezaevlerinin mahkum ve işçi hakları bağlamında denetlenmezse emek sömürüsünün derin şekilde yaşandığı fabrikalara kolaylıkla dönüşebileceğini savunuyor. “Hapishane nüfusunun artırılması yönünde bir teşviğe dönüşmesi tehlikesini de içinde barındırıyor” diyor.

CİSST’in talepleri arasında, cezaevlerinde çalışmanın zorunlu olmaması, maaşların sendikaların katılımıyla yeniden belirlenmesi, çalışan mahkumların sigortalarının emekliliği de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi var. Mustafa Eren’e göre, işyurtları için kurum içi denetimin yanı sıra Sayıştay denetimi de gerekiyor.

Kaynak: Deutsche Welle Türkçehttps://www.dw.com/tr/fabrikala%C5%9Fan-cezaevleri-end%C3%BCstriyel-kompleks-olu%C5%9Fturuldu/a-55900591